21 Haziran 2016 Salı

Yurt Dışında Okuyan Öğrenciler İçin Denklik Başvuru Belgeleri

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları İçin
Ön Lisans ve Lisans Denklik Başvurusunda İstenilen Belgeler


Yurt dışında okuyan öğrenciler için denklik başvuruları yapabilmeleri için gerekli olan belgeler YOK resmi sitesinde daha detaylı şekilde anlatılmaktadır. Ben sadece sizlere yardımcı olabilme adına böyle kısaca yazıyorum. YOK resmi sitesinde de şartları okumak isterseniz link aşagıda verilmiştir.

GEREKLİ OLAN BELGELER


1. Başvuru Formu İNDİR
2. TC kimlik numarası olan Kimlik fotokopisi
3. Noterde tastiklenmiş Diploma veya Geçici mezuniyet belgesi
4. Transcript (Türkçe)
5. Orjinal Lise diploması veya Verilmiş Okul tarafından tastikli fotokopisi
6. Türkiye Cumhuriyetin Okulunuza vermiş Olduğu Denklik belgesinin aslı veya Tastikli fotokopisi
7. Pasaportun aslı veya Emniyet müdürlüğünden giriş/çıkışların alınması
8. LYS puanınızı gösteren belge
9. Okuduğunuz okulda hazırlık okuyup bitirdiğinize dair belge
10. Varsa eğer yüksek lisans tezinin biri basili biri elektronik ortamda olmak üzere iki adet örnegi asli veya noter tastikli

      Bütün bu belgeler tamamlandıktan sonra:

Diploma Tanıma ve Denklik Başvuruları için 150 TL başvuru ücreti alınmaktadır.


YÖK DENKLİK HESABI
Ziraat Bankası
Hesap Numarası: 5386419-5033
IBAN: TR130001002533053864195033

       Bu belgelerle Denklik başvurusunda bulunabilirsiniz. Eğer daha detaylı bilği elde etmek istiyorsanız YOK resmi sitesine girerek ordanda detaylı birşekilde denklik işlemlerini inceleyebilirsiniz.

YOK resmi sitesi ===>> DENKLİK BAŞVURUSU

Belgeler Tamamlandıktan Sonra Müracaat Yeri:
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Denklik Müracaat Ofisi - Bilkent/ANKARA

18 Haziran 2016 Cumartesi

Apache Tomcat Kurulumu ve Kullanımı



Apache Tomcat, Java Server Pages yani JSP sayfalarımızın çalışması için bilgisayarımıza kurduğumuz bir server diyebiliriz. Apache Tomcat gibi JSP sayflarımızın çalışması için başka server ürünleri mevcut. Ama Apache Tomcat’i önermemin sebeblerinden biriside Netbeans’da projemizi çalıştırdığımız zaman aktif olması ve Netbeans’ta ki projemizi kapatınca kendini kapatması. Diğer server tiplerinde bu özellik var mı bilmiyorum. Sistemde arkaplan da çalışmaması gerçekten çok hoş.
Apache Tomcat Kurulumu
  1. Öncelikle yapmamız gereken Apache Tomcat’i bilgisayarımıza indirmek. Bunun için http://tomcat.apache.org/ sitesinde Tomcat’in en son sürümünü indiriyoruz.
  2. Zipli dosyayı bilgisayarımıza indirdikten sonra zipten çıkaralım ve C:\ dizinimize kopyalayalım.
  3. Kurulum aşaması bu kadar.
Apache Tomcat Ayarları
Tomcat’imize Java’yı tanıtmamız gerekmekte. Bunun için Ortam değişkenlerimizi tanıtmamız gerekiyor.
  1. Bilgisayarım’ a sağ tıklayıp özellikler dedikten sonra Gelişmiş sekmesinden Ortam Değişkenleri butonuna tıklıyoruz.
  2. kullanıcı değişkenleri altında bulunan Yeni butonuna tıklıyoruz ve karşımıza gelen Değişken adına JAVA_HOME, değişken değerine de jdk adresimizi yani C:\ProgramFiles (x86) \Java\jdk1.6.0_23 yazıyoruz ve tamam diyoruz.  (Bu yol bilgisayarınızın türüne göre değişebilir. 32-64 bit farklılıkları olabilir.)
  3. Ardından Sistem Değişkenlerinde Path i bulup düzenle butonuna tıklıyoruz. Daha sonra değişken değeri satırının başına C:\ProgramFiles (x86) \Java\jdk1.6.0_23\bin; adresini ekliyoruz.
Ortam Değişkenlerinin Kontrolünün Yapılması
Bu yolları ekledikten sonra doğruluğundan emin olmamız gerekmekte. Bu yolların gerçekten Java dizinine doğru şekilde eklediğimizden emin olmak için yapmamız gerekenler ise şunlar.
  1. Başlat->Çalıştır->cmd yazıp Enter tuşuna basalım.
  2. Karşımıza çıkan komut sisteminde ise C:\> echo%java_home% yazdıktan sonra Java yolunu doğru veriyorsa sorunsuz bir şekilde tanıttık demektir.
Apache Tomcat’in Çalıştırılması
Tomcat’i kurduk. Ortam değişkenlerini ayarladık. Buraya kadar bir sorun yok ise Sıra server’ımızı çalıştırmaya geldi.
  1. C:\tomcat\bin\startup.bat dosyasını çalıştıralım.
  2. Ardından herhangi bir internet tarayıcımızın adres çubuğuna http://localhost:8080/ yazalım ve Enter’a basalım.
  3. Karşınıza Apache Tomcat sayfası geliyorsa sorunsuz bir şekilde server’ınızı kurdunuz demektir.
Java Server Pages dersleri için buraya tıklayarak takip edebilirsiniz.

JSP’ye Giriş – Java Server Pages Nedir?


Java Server Pages Nedir?

Web sayfalarında Java dilini kullanarak dinamik web sayfaları oluşturmamızı sağlayan bir Java teknolojisidir. Jsp (Java Server Page) Html dili içine yazılır ve özel taglar kullanarak ” <%  . . . . . .  %> ” yazılır.
JSP,  Servlet uzantısıdır. Html içerisine yazdığımız JSP kodları sunucuda Servlet’e çevirilir. JSP’ler Java Beans’ler le çalışır ve daha rahat bir geliştirme imkanı sunar.
Eğer Java biliyorsanız Html içerisine zorlanmadan JSP kodlayabilirsiniz.
JSP Platform bağımsızdır. Java desteği olan her yerde rahatlıkla çalışabilir.
Başka bir güzel yanı ise Java Class’ları ile birlikte çalışabilmektedir.

JSP’nin Çalıştığı Yer Uygulama Sunucusudur.

JSP’de yazdığınız kodların çalışması için Web Sunucularına değil Uygulama Sunucu’suna atmanız gerekir. JSP bir Java uygulamasıdır. Bu yüzden JSP’nin çalışması için gerekli olan Uygulama Sunucu’sudur. Apache Tomcat bir uygulama sunucusudur.
JSP hakkında biraz bilgilendiysek diğer dersimizde JSP için gerekli uygulama geliştiricimizi ve uygulama sunucumuzu kuracağız.

HTS Raporu Nedir?

        

İnsanoğlunun medeniyeti ileriye taşıdığı her yeni teknolojik atılımla birlikte suç ve suçluların eylemleri de bu teknolojiye paralel olarak gelişme göstermektedir. Güvercin, duman ve ulaklarla sağlanan iletişim, modern zamanlarda avuç içine sığan cihazlarla saniyeler içinde tüm dünyayı kapsayacak kadar kolaylaşmıştır. Öyle bir zamandayız ki modern şehir insanlarının telefon irtibatının olmaması neredeyse çok az rastlanan bir durumdur.Eskilerin “bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü “bana telefonunda hangi programlar olduğunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” dense kabildir. İnsanların birbirleriyle telefon üzerinden sağladıkları iletişim doğal olarak suç ve suç ilişkilerinin de en büyük delili haline getirmiştir telefon trafiğini. Nitekim günümüzde suçların aydınlatılmasında ve hakkaniyete uygun yargısal kararların verilmesinde telefon trafiğinin daha terminolojik bir ifadeyle HTS Raporlarının yeri hayli önemlidir.

Hts Raporu Neyi Kapsar ?


Medya gündeminde suç olarak basına yansıyan her olayın telefon görüşmeleriyle ilişkilendirilmesi telefon kayıtlarıyla ilgili adli süreçleri de oldukça karmaşık hale getirmiştir.Suç ildeği şüphesi taşıyan yahut işlenen bir suçun aydınlatılması için yapılan takip ve dinleme faaliyetleri aynı değildir. Bu bakımdan istihbari amaçlı ve salt suç şüphesinene istinaden konuşma ve mesajlaşmaların takip edildiği kayıt sistemine “önleyici dinleme”. Bir suç işlendikte sonra bu suçun faillerinin açığa çıkarılmasına yönelik kayıtların dinlenilip kaydelilmesi ise “dinleme” faaliyeti olarak tanımlanır. HTS Raporu/Dökümü (Historical Traffic Search) ise kişilerin sahip oldukları telefonlarıyla gerçekleştirdikleri görüşmlerin arayan,aranan; arama zamanı,arama süresi, arama yeri ve sinyal alınan baz istasyonları gibi bilgileri kapsar. HTS raporu hazırlanırken kişilerin gerçekleştirdikleri iletişimin içeriğine müdahale edilmez. İletişimin içeriğinin takip edilip raporlanması “dinleme” faaliyetinin konusudur. HTS raporlarının hazırlanması özel bir adli bilişim uzmanlığının konusudur zira Savcıların hakim kararıyla TİB’den (Telekominikasyon İletişim Başkanlığı) talep ettiği veriler ham halde gelir.Bu noktadan sonra GSM opertörlerinin gönderdiği verilerin birbirleriyle ilişki bağını ortaya çıkarmak, kayıtlarla ilgili modellemeller yapmak, elde edilen verilerin istatistiki olarak ortaya koymak ve bu veriler üzerinden güvenirlilik sorgulamaları yapılarak mevcut delil ve ifadelerle tutarlılığının açığa çıkarılmak konuyla ilgili adli bilişim uzmanlarının sunduğu HTS raporlarını oluşturur.
HTS Raporlarıyla İlgili Hukuki Boyut
HTS raporları doğrudan iletişimin gizliliğiyle ilişkili olduğundan anayasa tarafından koruma altına alınmış bir haktır.Bu durumun tabii sonucu olarak bu dökümler sadece hakim veya savcının talebiyle alınabilmektedir. Kişisel talep bağlı olarak bu kayıtların alınabilmesi mümkün değildir.Bu raporlar adli makamlarca istenmesine rağmen CMK 135′ e göre sadece kanunda ifadesini bulan hallerde, belirli kişilerin, belirli ve sınırlı bir süre ile talep edilebilmektedir. Yine HTS kayıtlarının talep edilmesi için ilgili suçun aşağıda belirtilen kategorilerden birine girmesi icap etmektedir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten öldürme (Madde 81, 82, 83),
2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (Madde 79, 80),
3. İşkence (Madde 94, 95),
4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, Madde 102),
5. Çocukların cinsel istismarı (Madde 103),
6. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149),
7. Uyuşturucu veya uyarıcı Madde imal ve ticareti (Madde 188),
8 . Parada sahtecilik (Madde 197),
9. (Mülga alt bent: 21/02/2014-6526 S.K./12. md)
10. Fuhuş (Madde 227),
11. Rüşvet (Madde 252),
12. İhaleye fesat karıştırma (Madde 235),
13. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (Madde 282),
14. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302),
15. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316),
16. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (Madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (Madde 12) suçları.
c) Bankalar Kanununun 22 nci Maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü Maddelerinde tanımlanan suçlar. (CMK/135. Md)
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220 nci maddesinin iki, yedi ve sekizinci fıkralarında yer alan suçların bir terör örgütünün faaliyeti kapsamında işlenmesi hâlinde bu suçlar için de iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerine başvurulabilir. (Terör örgütüne üye olmak, yardım etmek, propagandasını yapmak)
HTS Kayıtlarının Modern Hukuk ve Kriminolojideki Yeri
İletişim olanaklarının artmasıyla suç ve suçluluların ortaya çıkarılması çok daha çetrefilli hal almıştır. Organize olarak gerçekleştirilen suçların birçoğunda suçlular arkalarında delil ve tanık bırakmadan , çoğu zaman herhangi bir mağdur da olmadan suç işleyebilir olmuşlardır. Hırsızlık, fuhuş, insan kaçakçılığı gibi suçların tespiti ve suçluların yakalanması için teknolojiden istifade etmek kaçınılmaz olmuştur. Bu noktada bahsi geçen suçların engellenmesi ve aydınlatılması İletişim cihazlarının takip edip iletişim sürecine dair verilerin analiz edilmesiyle oldukça kolay hale gelmiştir. HTS dökümleri sayesinde büyük bir doğruluk ve objektiflikle suç gruplarının ilişki soy ağacı ortaya çıkarılabilmektedir.Bu noktada suçun açığa çıkarılması ve suçluların hakkaniyete uygun olarak cezalandırılmalarıyla birlikte herhangi bir mağduriyete ve kayba mahal vermeden suçun önlenmesi de mümkün olmuştur.
Kaynakça:
http://gusam.org/2014/12/25/hts-ve-iletisim-delilleri/<br />
http://www.adlibilisimuzmanim.com/hizmetler/hts-analizi.html

Asp.NET Nedir? Nasıl Yazılır? Niçin Yazılır?


C# asp.net

Dinamik web siteleri oluşturmak adına kullanılan PHP, ASP gibi dillerden sonra, son teknoloji olarak Web dünyasında yerini alan bir dildir Asp.NET
Son zamanlarda, takip ettiğim forumlarda açılan konulardan sonra böyle bir makaleyi BilgiUstam ile paylaşmak istedim.
Bir kullanıcı sormuş; Asp.NET Öğrenmek için önce C# mı öğrenmeliyim VB.NET mi?
Asp.NET bir dil değil, çatıdır. C# ve VB.NET’ten herhangi birini bilmeniz Asp.NET ile proje geliştirebileceğiniz anlamına gelmektedir. Bu bağlamda öncelik, sonrası sırasından çok Hangisini Öğrenmeliyim kararı verilmelidir.
Günümüzde hâla süre gelen, kolaycılık çatışması, PHP’den Asp.NET e geçişi ne yazık ki önlemektedir. Kullanıcı yeni bir projeyi kendisi oluşturmak yerine varolan projeyi notepad ile açarak basit ortamlarda Bul/Değiştir mantığı ile düzenlemektedir.
Yine bir kullanıcımız soruyor : Elimde Asp.NET bir proje var. Bunu Visual Studio haricinde nasıl açabilirim?
Visual Studio, J#, C#, VB.NET dillerini bünyesinde barındıran, Asp.NET ile proje geliştirebileceğiniz, AJAX Extension destekli projeler oluşturabileceğiniz bir Microsoft uygulamasıdır. Microsoft’un tekelciliği bu konuda biraz ön plana çıkıyor. Benim dilimi ancak benim uygulamam ile açabilirsin mantalitesi yer buluyor kendine.
Asp.NET Yazmaya başlayacağım. Nerden Başlamalıyım?
Öncelikle kendinize bir Visual Studio Edinmelisiniz. Sonrasında, File / New Web Site seçenekleri ile yeni Web sitemizi oluşturuyoruz. Projelerimizde 2 seçeneğimiz bulunuyor. Code Behind ve Code Seperate. Bu seçenekler bize, ASP gibi aynı sayfa içersinde kod yazmamızı ya da kodlarımızı farklı bir dosya da saklamamızı sağlıyor.
C# Dilinde açtığımız bir Web Projesinde, Default.aspx sayfası kodlarını Default.aspx.cs dosyasında saklayacaktır. Aynı şekilde VB.NET dilinde açtığımız bir web projesi de Default.aspx.vb dosyasında saklayacaktır. Böylece hem kodlarımız düzenli durumda olacak, hemde Performansımızı etkilemeyecektir. Sayfa yorumlamaya gelen Browser web sunucudan sadece ihtiyacı olan kısmı isteyecektir. 25000 satırlık bir Code Behind sayfa yerine ihtiyacı olan kısmı okuyarak kalan kodları gerektiğinde kullanacaktır.
MasterPage Kavramı Nedir?
PHP ve ASP sayfalarımızda, include’lar ile birçoğumuz çalıştık. include header,include footer onu çağır bunu çağır… MasterPage kavramına kadar geldik.
Bir MasterPage (Şablon) Ekliyoruz. Alt sayfaların açılmasını istediğimiz bölümü seçiyoruz. Hepsi bu. Sayfalarımızı eklerken “Select Master Page” seçeneği ile Master yolunu gösteriyoruz. Artık tüm sayfalarımız aynı şablon içersinde ve kullanımı için 1 satır kod bile yazmadık.
İyi ama nasıl çalıştıracağız?
Asp.NET ile geliştirdiğiniz sayfayı, F5 ile hem build edip, hem hatalarınızı görüp, hem çalıştırabilirsiniz.
Fakat bende IIS Kurulu değil? Üstelik XP Home Edition Kullanıyorum?
Visual Studio, sizin ne kullandığınızı önemsemiyor. Kendisi sanal bir sunucu oluşturarak, Random bir port atıyor. Bu port üzerinden, hem bilgisayarınızı hem sizi yormadan projenizi browse ediyorsunuz.

İşletim Sistemi Kurma

USB Diskten İşletim Sistemi Kurulumu

Windows XP
       İşletim sistemi cdlerinin çizilip kullanılmaz hale gelmesi, cd sürücüsü olmayan bilgisayarların yaygınlaşması ve  işletim sistemi kurulabilmesi açısından sorun yaratması, USB bellekle kurulumu önemli hale getirmiştir. Ayrıca kurulumu USB bellekle gerçekleştirmek çok daha hızlı ve pratiktir.
Bu kurulumu gerçekleştirmek için öncelikle bir arayüz yardımıyla USB belleğe işletim sistemi yüklenir daha sonra USB bellek ile kurulum yapılabilir. Bu işlemler için hafızası en az 1GB olan bir USB belleğe ve "Windows XP" kurulum cdsine ihtiyaç vardır. Ayrıca kurulum yapmak istenen bilgisayarın anakartı bilgisayarı USB bellekten başlatabilmelidir.
  1. İlk olarak  \\yazilim.cc.itu.edu.tr\yazilim\Utility\USB Multiboot Program yolundan “USB Multiboot 10 isimli” arayüz bilgisayara indirilir. İndirme işlemi tamamlanınca “USB_MultiBoot_10” isimli klasör Winrar programı ile masaüstüne çıkartılır ( çıkartma işlemi yapılmazsa program çalışmayacaktır) ve “USB_MultiBoot_10.cmd” isimli dosya açılır.  Açılan "DOS" ekranında herhangi bir tuşa basılarak devam edilir.

2. USB bellek bilgisayara takılır ve gelen "DOS" ekranında "H" yazılıp Enter tıklanır. Bu işlemle USB bellek yeniden biçimlendirilecek ve içindeki tüm veriler silinecektir. Eğer Vista kullanılıyorsa program yönetici hakkı isteyecektir. Bu hakkı bu işleme vermek için Start(Başlat)->Control Panel(Denetim Masası)->User Accounts(Kullanıcı Hesapları)->Turn User Account Contral On or Off(Kullanıcı Hesap Denetimini Aç veya Kapa) yolunda Use User Account Control to help protect your computer(Bilgisayarınızın korunmasına yardımcı olmak için kullanıcı hesap denetimini kullanın) kutucuğu işaretlenmelidir.

3. H tuşuna basıldıktan sonra HP USB Disk Storage Format programı açılır. Burada dikkat edilmesi gerekenler: Program tarafından USB belleğin tanınması; en üstte Device(Aygıt) başlığı altında USB belleğin adı yazıyorsa tanınmış demektir, diğeri ise File system(Dosya sistemi) “FAT 32” seçilmesidir. İşlemin çabuk olması için Quick format(Hızlı biçimlendir) kutucuğu işaretlenerek Start(Başlat) tıklanır. Bu işlem sonunda program USB belleğin içindeki tüm verileri temizleyecek ve bellek Windows kurulum dosyaları için hazır olacaktır.

4. Sonraki adımda açılan pencerede 1 yazılıp Enter tıklanır.

5. Bu işlem yapılınca program işletim sistemi kurulum dosyasının yerini isteyecektir. Dosyaların program tarafından tanınması için kurulum dosyaları veya D sürücüsünün altına kopyalanmalıdır bu çok önemlidir çünkü aksi takdirde program kurulum dosyalarını tanımayacaktır. Kurulum dosyalarının yeri gösterildikten sonra OK(Tamam) tıklanır.

6. Gelen pencerede Yes(Evet) tıklanır.

7. Daha sonra her işletim sistemi kurulumu sırasında girilen makine adı, kullanıcı adı gibi bilgiler girilmelidir. Bunlar kişisel bilgilerdir isteğe bağlı girilir. Saat dilimi olarak yaşanılan bölge seçilir. Bu bilgiler arasından en önemlisi Windows XP parolasıdır. Bu parola doğru olarak girilmelidir. Bu bilgiler USB bellekten kuruluma geçildiğinde tekrar sorulmayacaktır. Bilgiler tamamlandıktan sonra gelen ekranda OK(Tamam) tıklanır.

8. Bir sonraki işlem USB Belleğin yerini gösterme işlemidir. Gelen ekranda 2 yazılıp Enter tıklandıktan sonra USB belleğin yeri gösterilerek OK(Tamam) tıklanır.
9.USB belleğin yeri program tarafından tanınınca gelen DOS ekranında 3 yazılıp Enter tıklanır. Böylece kurulum dosyaları USB belleğe işletim sistemi kurulumuna uygun halde yazılacaktır bu işlem uzun sürebilir.


10. Kopyalama işlemi sırasında herhangi bir pencere açılırsa Yes(Evet) tıklanır.

  1. Bu işlem bittikten sonra USB bellek ile işletim sistemi kurulmak istenen bilgisayara USB belleğin takılı olduğundan emin olunduktan sonra bilgisayar yeniden başlatılır. Boot(Önyükleme) menüsüne girilerek bilgisayar USB bellekten başlatılır. Bilgisayar açılınca çıkan menüde 1 numaralı seçenek seçilerek işletim sistemi kurulumu başlatılır. Bittiğinde ise bilgisayar yeniden başlatılarak yeniden Boot(Önyükleme) menü yardımıyla USB bellekten başlatılır. Çıkan menüde 2 numaralı seçenek seçilir Windows açılana kadar beklenir. İşletim sistemi kurulumu gerçekleştirilmiştir.



Sabit Disk Türleri

Sabit Disk Türleri, Avantajları ve Dezavantajları


Sabit diskler Windows 2000 işletim sistemine kadar sadece temel disk (basic disk) olarak ayarlanabiliyordu. Temel disk en fazla 4 birincil bölüm (primary partition) veya 3 primary ve 1 genişleyebilir bölüm  (extended partition)şeklinde yapılandırılabilir. Bir temel diskte sadece 1 tane extended parititon oluşturulabilir.  Extendeded partition kendi içerisinde 24 tane mantıksal hacime (logical volume)  (logical volume, istenildiğinde boyutu değiştirilebilen disk yapılarına denir.)  ayrılabilir ve sadece primary partitionlara işletim sistemi kurulabilir. Windows 2000 ile gelen dinamik disk teknolojisi, Windows 2000 den sonraki tüm Windows sürümlerinde kullanılabilmektedir. Dinamik disk kavramıyla bölüm (partition) kavramı yerini hacim (volume) kavramına bırakmıştır. Dinamik disklerde, temel disklerde olduğu gibi bir sınırlama yoktur. İstenildiği kadar volume oluşturabilir, temel disk istenirse dinamik hale getirebilir ve bu işlem esnasında herhangi bir veri kaybı yaşanmaz. Fakat dinamik diskler temel diske çevirildiğinde bir veri kaybı söz konusu olacaktır.
  • Temel diskin bilgileri kayıt defterinde tutulur.
  • Dinamik diskin bilgileri kendi üstünde tutulur.
  • Temel bir diski dinamik yapmak için 1 mb lık bir boş alan gerekir.
  • Dinamik diskler sadece NTFS (New Technology File System-Yeni teknoloji dosya sistemi) destekler.
Dinamik disk türleri şöyle sıralanabilir; simple diskspanned diskstripped diskraid 1 (mirrored) diskraid 5 disk.
Dinamik Disk Türleri ve Özellikleri
  • Simple disk : Temel diskteki gibi maksimum 4 bölüm şeklinde bir sınırlandırma yoktur. İstediğimiz kadar mantıksal disk oluşturabiliriz fakat bunların hepsini tek bir disk üstünde gerçekleştirebiliriz.
  • Spanned disk : Bir çok diski tek bir disk gibi kullanılır. Bu yöntemde disklerden birine veri yazılır daha sonra diskin kapasitesi dolunca diğer diske yazılır, bu sıralama disklerin numara sıralmasına göre yapılır. İstenildiği kadar disk spanned disk olarak kullanılabilir fakat disklerden herhangi birine bir şey olursa bozulan diskteki bilgiler kaybolur. Disklerin boyutlarının herhangi bir önemi yoktur. Boyutları birbirlerinden farklı olabilir. Disklerden herhangi birini fiziksel olarak çıkarılamaz. Sadece ekleme yapılabilir.
  • Stripped disk : Bu yöntem verilerin diske hızlı yazılması için çok avantajlıdır. Yazılacak veriyi disk sayısına böler ve eşit miktarda diske yazar. Veri okunurken de aynı şekilde eşit miktarda okur. Disklerin arasındaki uyumun bozulmaması için disklerin boyutları eşit olmalıdır. Fakat disklerden birinin bozulması durumunda veri kaybı yaşanır.
  • Raid1 disk (mirrored) : Bu yöntemde iki adet disk kullanılır. Amaç verinin yedeklenmesini sağlamaktır. Veri bir diske yazılırken bir kopyasıda diğer diske yazılır. Hız kaybı yoktur ama fiziksel olarak diskin yarısını kullanabilir. Örnek olarak 100gb lık iki adet diski raid1 yapılırsa , toplam 200 gb lık bir disk olmasına rağmen bunun sadece 100gb ’ı kullanılabilir.
  • Raid5 disk : Bu disk türünde 3 ile 32 adet arasında disk kullanılması gerekir. 3 disk kullanıldığında veri 3 diske de yazılır. Kullanılan disklerin boyutları aynı olmalıdır. Varolan toplam alanın 2/3 ünü kullanılabilir. Geri kalan 1/3 lük alan parity için kullanılır. Parity; disklere yazılan verilerin kopyası olarak nitelendirilebilir. Veri disklere geldiğinde herhangi ikisine veri yazılır , kalan kısma paritesi yazılır. Bu şekilde bir yedeklilik sağlanmış olur. Paritylerin toplamı 1 diske eşittir. Ancak parityler farklı disklerde bulunur. Disklerden herhangi birine bir şey olması durumunda veri kaybı yaşanmaz. Fakat bozulan diskin yerine yeni bir disk takıldığında diğer disklerde bulunan verileri yeni diske aktarmak gerekir. Raid5 yöntemi güvenliğin yanı sıra hız da kazandırır.
Dinamik disklerde diskleri bağlama (mount) özelliği sayesinde disklerin harflendirilemediği durumlarda diski var olan bir bölüm içersinde oluşturulan boş bir klasöre bağlanarak yeni disk kullanılabilir. Bu şekilde diski harflendirememe problemi yaşanmaz.
Disk yönetiminin arayüzüne Başlat (start) -> diskmgmt.msc yazarak disk yönetim arayüzüne erişilebilir.
Disk yönetimi komut satırındanda gerçekleştirilebilir. Bunun için Diskpart komutunu kullanmamız gerekir. Bir temel diski dinamik diske çevirirken komut satır kullanımı şöyle yapılabilir;
  1. Başlat (start) -> Çalıştır(run)-> cmd yazarak komut satırına gelinir. Komut satırında Diskpart komutu çalıştırılır.

2. ? komutu çalıştırıldığında, çalıştırılabilecek komutlar listelenir.

3. Bir disk,partition veya volume seçmek için select komutu çalıştırılır. Komutun sonuna ?  konularak select komutuyla nelerin çalıştırılabileceği gösterilir.

4. Select disk 1 diyerek 1 numaralı disk seçilir. (Not: Disklerin numaralandırılması 0 dan başlar.)

5. Convert dynamic komutu işletilerek disk dinamik diske çevirilir.

Şifreleme Yöntemleri

      


Kriptografi şifreleme bilimi demektir. Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle askeri, elektronik, banka sistemleri ve daha bir çok yer kriptografi biliminin kullanım alanları haline gelmiştir.  Günümüz sistemlerinde en önemli gereksinimlerden birisi bilgilerin sorunsuz bir şekilde taşınması ve gizliliktir. Verilerin güvenli bir şekilde yollanması ve karşı taraftan alınabilmesi için kriptografi bilimi aracılığıyla geliştirilen çeşitli şifreleme, anahtarlama ve çözümleme algoritmaları kullanılmaktadır.  Kriptoloji algoritmalarından en  yaygın kullanılanı ise şifreleme algritmalarıdır. Şifreleme algoritması şifrelenecek metni ve şifreleme anahtarını girdi olarak alır. Çözümleme algoritması ise şifreleme algoritmasının ters yönünde çalışır. 



Kriptografide şifreleme için kullanılan anahtarın özellikleri ve çeşidine göre temel olarak iki çeşit şifreleme algoritması bulunmaktadır.
Simetrik Şifreleme Algoritmaları
Bu algoritmada şifreleme ve şifre çözmek için bir tane gizli anahtar kullanılmaktadır. Kullanılan anahtar başkalarından gizlidir ve şifreleme yapan ile şifrelemeyi çözecek kişilerde arasında anlaşılmış ortak bir anahtardır. Gönderilecek gizli metinle beraber üstünde anlaşılmış olan gizli anahtar da alıcıya gönderilir ve şifre çözme işlemi gerçekleştirilir. 
Simetrik şifrelemenin en önemli avantajlarından birisi oldukça hızlı olmasıdır. Asimetrik şifrelemeyle karşılaştırıldığında hız konusunda simetrik algoritmalar çok daha başarılıdır. Bununla birlikte simetrik algoritmayı içerdiği basit işlemlerden dolayı elektronik cihazlarda uygulamak çok daha kolaydır. Ayrıca simetrik algoritmalarda kullanılan anahtarın boyu ve dolayısıyla bit sayısı çok daha küçüktür. 
Kuvvetli Yönleri;
  • Algoritmalar olabildiğince hızlıdır.
  • Donanımla birlikte kullanılabilir.
  • Güvenlidir.
Zayıf Yönleri;
  • Güvenli anahtar dağıtımı zordur.
  • Kapasite sorunu vardır.
  • Kimlik doğrulama ve bütünlük ilkeleri hizmetlerini güvenli bir şekilde gerçekleştirmek zordur.
Simetrik algoritmalar blok şifreleme ve dizi şifreleme algoritmaları olarak ikiye ayrılmaktadır. Blok Şifreleme Algoritmaları veriyi bloklar halinde işlemektedir. Bazen bağımsız bazen birbirine bağlı olarak şifrelemektedir. Bu algoritmalarda iç hafıza yoktur, bu yüzden hafızasız şifreleme adını da almıştır. Bütünlük kontrolü gerektiren uygulamalarda genellikle blok şifreleme algoritmaları tercih edilir.
Dizi şifreleme algoritmaları ise veriyi bir bit dizisi olarak almaktadır. Bir üreteç aracılığı ve anahtar yardımıyla istenilen uzunlukta kayan anahtar adı verilen bir dizi üretilir. Kayan anahtar üretimi zamana bağlıdır ve bu yüzden bu algoritmalara aynı zamanda hafızalı şifreleme denir. Telsiz haberleşmesi gibi gürültülü ortamlarda ses iletimini sağlamak için genellikle dizi şifreleme algoritmaları kullanılır.
DES (Data Encrytion Standard - Veri Şifreleme Standartı)
Blok şifreleme algoritmasıdır. Şifrelemeyi metin uzunlukları belli olan bloklar halinde gerçekleştirir.  DES algoritması 64 bitlik anahtar uzunluğuna sahip olmasına rağmen 56 bit uzunluğunda simetrik kriptolama tekniği kullanan bir sistemdir. Her kullanımında o kullanıma özel yeni bir anahtar yaratması DES’in güçlü yanı olup, günümüz teknolojisi için algoritmasının yavaş ve 56-bit’lik anahtar uzunluğunun yetersiz kalması DES’in zayıf yönleridir. 2000’li yılların başında kırılmasıyla günümüz teknoliojsi için yetersiz kaldığı görülmüştür ve itibarını kaybetmiştir. DES"in algoritmasından kaynaklanan bu sorunlar "Triple DES" ya da "DES-3" olarak bilinen yeni bir algoritma ile düzeltilmiştir. SSH gibi günümüzde kullanılan çoğu uygulama 3DES"i kullanmaktadır. 3DES algoritması DES şifrelemesinin 3 kere art arda yapılması şeklinde çalışır. Bu yüzden DES’e göre 3 kat daha yavaştır. Bununla birlikte 3DES şifreleme yapmak için uzunluğu 24 bayt olan bir anahtar kullanılır. Her bayt için 1 eşlik biti vardır. Dolayısıyla anahtarın uzunluğu 168 bittir. AES’in geliştirilmesiyle etkinliğini kaybetmiştir çünkü daha gelişmiş bir algoritmaya sahip olan AES şifreleme yöntemine göre 6 kat daha yavaş çalışır.
AES (Advanced Encrytion Standard - Gelişmiş Şifreleme Standartı)
Des’e göre daha güvenli bir sistemdir. Çeşitli bilim adamları tarafından DES’in kırılması üzerine 2001 yılında geliştirilmiştir. Belçikalı Vincent Rijmen ve Joan Daemen tarafından bulunmuş, DES'in ve zayıf  yönlerini tamamen düzelterek, matematikle oluşturulmuş bir blok şifreleme algoritmasıdır. 128 bit, 192 bit ve 256 bit olmak üzere üç farklı anahtar uzunluğuna sahip olabilir. AES’in DES’in aksine donanımda ve yazılımda hızlı olması, daha kolay uygulanabilir olması ve çok daha az hafızaya gerek duyması güçlü yönleri olarak söylenebilir. Günümüzde bilinen tüm akademik,  pratik ve doğrudan (brute force) saldırılara karşı dayanıklı olduğu düşünülmektedir. En yaygın olarak kullanılan simetrik şifreleme algoritmasıdır.
Blowfish
Blowfish, 64-bit öbek büyüklüğüne ve 32 bit'ten 448 bit'e kadar anahtar uzunluğuna sahiptir. , DES’in eksik kalmaya başlamasından sonra onun yerini alması amacıyla tasarlanmıştır. Blowfish algoritması en az 4 kb ram’a ihtiyaç duyar. Bu yüzden akıllı kartlar gibi en küçük sistemlerde kullanılamaz. Yüksek şifreleme ve e-posta gibi rutin kullanıcı uygulamaları konusundaki etkinliğiyle başarılı bir algoritma olarak değerlendirilmektedir. Blowfish kullanımını artıran en özelliklerinden birisi yapıldığı zamanda kullanılmakta olan şifreleme algoritmaları lisanslı ve paralı satılmasına rağmen, Blowfish’in tamamen ücretsiz olmasıdır. Blowfish piyasada kullanılan en hızlı öbek şifreleyicilerdendir ve içerdiği karmaşık anahtar çizelgesi şifrenin kırılmasını zorlaştırmıştır.
Asimetrik Şifreleme Algoritmaları
Simetrik şifreleme algoritmalarında  bulunan en büyük problem anahtar dağıtımıdır. Simetrik algoritma kullanan çok kullanıcılı bir sistemde anahtarın bütün kullanıcılara aynı anahtarın dağıtılması güvenlik açısından problemli olabilir. Her kullanıcıya farklı bir anahtar vermek ise sistemde bir çok farklı anahtar olacağı için sıkıntılı olabilir. Bu sorunları çözüm getirmek için asimetrik şifreleme algoritmaları geliştirilmiştir. Asimetrik şifreleme algoritmalarında anahtar ile şifre çözme anahtarı birbirinden farklıdır. Şifreleme yapan anahtara açık anahtar, şifreyi çözen anahtar ise özel anahtardır. Açık anahtarlar herkese dağıtılabilir, ancak hangi anahtarın kime ait olduğundan da emin olunmalıdır. Bu yüzden sertifikalar kullanılmaktadır. Sertifika açık anahtar ile sahibinin kimliği arasındaki bağlantının belgesidir. Özel anahtar ise sadece şifreyi çözecek kullanıcıda bulunur, açık anahtar ise gizli değildir.  Bu yüzden asimetrik şifreleme güvenlik açısından simetriğe göre çok daha başarılıdır. Az sayıda anahtar kullanarak simetrik şifreleme yapan çok kullanıcılı uygulamalarda ortaya çıkabilecek anahtar fazlalığı durumunu engeller.  Bununla birlikte hız ve donanımsal uygunluk gibi konularda asimetrik şifreleme simetriğe göre geri planda kalmıştır. Asimetrik algoritmaların güvenliğini sağlayabilmek için çok büyük asal sayılar kullanılmaktadır. Bu da zaman açısından çok büyük problemler getirmektedir.Asimetrik bir algoritmayı kullanan sistemler simetrik algoritmaları kullanan sistemlere göre çok daha yavaştır. Ayrıca asimetrik şifreleme algoritmalarının çok büyük sayılar kullanmasından dolayı donanımsal yapılara uyum sağlaması çok zor olmaktadır.
Kuvvetli Yönleri;
  • Kriptografinin ana ilkeleri olarak sayılan; bütünlük, kimlik doğrulama ve gizlilik hizmeti güvenli bir şekilde sağlanabilir.
  • Anahtarı kullanıcı belirleyebilir.
Zayıf Yönleri;
  • Şifrelerin uzunluğundan kaynaklanan algoritmaların yavaş çalışması.
  • Anahtar uzunlukları bazen sorun çıkarabiliyor olması.
Günümüzde simetrik ve asimetrik şifreleme algoritmalarını birlikte kullanarak hem yüksek derecede güvenlik hem de yüksek hızlı sistemler şifrelenebilmektedir. Bu gibi sistemlere melez sistem adı verilir. Anahtar şifreleme, anahtar anlaşma ve sayısal imza işlemleri genellikle asimetrik şifrelemeyle, yığın veri işlemleri ve imzasız veri bütünlüğü korumaysa simetriklerle gerçekleştirilir.
DH (Diffie-Helman)
1976 yılında Diffie ve Helman tarafından bulunmuş ilk asimetrik şifreleme algoritmasıdır. DH iki katılımcının öncesinde herhangi bir bilgi alışverişi yapmadan güvenli olmayan bir kanal vasıtasıyla (güvenli bir şekilde) ortak bir şifrede karar kılmalarına yarayan bir protokoldür. Algoritma anahtar değişimi ile asıl amacı, iki kullanıcının bir anahtarı güvenli bir şekilde birbirlerine iletmeleri ve daha sonrasında da bu anahtar yardımı ile şifreli mesajları birbirlerine gönderebilmelerini sağlamaktır. Diffie–Hellman algoritması oluşturularak simetrik şifreleme algoritmaları için büyük problemi olan gizli anahtarı koruma ve dağıtım büyük ölçüde aşılmıştır. Bununla birlikte Diffie-hellman algoritması sadece ortak gizli anahtarı belirlemekte kullanılmaktadır.
RSA (Rivest-Shamir-Adleman)
1977 yılında R.Rivest, A.Shamir ve L.Adleman isminde üç bilim adamının oluşturduğu yeni asimetrik şifreleme algoritması RSA, anahtar dağıtımının yanında şifreleme ve şifre çözme işlemlerini de gerçekleştirmektedir. RSA, güvenilirliği çok büyük tam sayılarla işlem yapmanın zorluğuna dayanan bir şifreleme tekniğidir.  Bir genel anahtarlı şifreleme tekniği olan RSA, çok büyük tamsayıları oluşturma ve bu sayıları işleminin zorluğu üzerine düşünülmüştür. Anahtar oluşturma işlemi için asal sayılar kullanılarak daha güvenli bir yapı oluşturulmuştur. Genel olarak RSA hem mesaj şifreleme hem de elektronik imza amacıyla kullanılan daha çok ticari uygulamalarda tercih edilen tam sayılar üzerinde en iyileştirme yapılarak oluşturulan değerlerden anahtarların üretildiği bir şifreleme teknolojisidir. RSA algoritmasında sistemin güvenilirliğinin yanı sıra hızının da yüksek olması için, kullanılacak anahtarın sayısal büyüklüğü önemlidir. Yeterli güvenilirlik derecesine ulaşmak için gerekli büyüklük Eliptik Eğri Şifreleme (ECC) Algoritması kullanılarak belirlenmektedir. RSA ile günümüzde 1024 bitlik bir anahtar (yaklaşık 300 basamaklı bir sayı) basit uygulamalar için yeterli bir şifreleme tekniği olarak kullanılabilir. RSA algoritması, bir şifreleme algoritması için oldukça basit bir algoritmadır. Buna karşın sürekli çok büyük asal sayı oluşturmak oldukça zor bir işlemdir.
RSA şifreleme sistemin oluşturulmasıyla birlikte asimetrik şifreleme algoritmalarının günümüzde daha yaygın olarak kullanılması sağlanmıştır.
Anahtarsız Algoritmalar
Simetrik ve asimetrik şifrelemelerin haricinde girdi olarak anahtar kullanmayan algoritmalar da bulunmaktadır. Bu algoritmalar genel olarak bir sistemde yalnız olarak kullanılmazlar. Sistemde bulunan simetrik ve asimetrik diğer algoritmalara yardımcı olmak için yapılmışlardır. Özet fonksiyonu (Hash Functions) adı verilen algoritma en çok tercih edilendir. Bütünlük denetiminde ve güvenli şifre saklama işlemlerinde oldukça kullanılır. Bununla birlikte sayısal imza uygulamalarında asimetirik şifreleme kullanmak uygulamanın oldukça yavaş çalışmasına neden olmaktadır. Bu yüzden bu tür uygulamalarda özet fonkisyonları da kullanmak hız problemini azaltmaktadır.